İki Yanlıştan Bir Doğru Çıkar mı?
HİKÂYENİN ADI: KADDAFİ’NİN SATTIĞI KENDİ ÜLKESİ LİBYA,
HER ŞEYE BURNUNU SOKAN AVRUPA VE ONUN DAYISI OLMAZSA OLMAZ AMERİKA İLE
TÜRKİYE’NİN DİYARBAKIRINA UZANTISI.
DİYARBAKIR NE ALAKA MI? HEM DE ÇOK ALAKA…
Hikâyemizin öznesi Avrupa –Batılı Güçler(Emperyalist Güçler) -
Gizli öznesi ise tabi ki Amerika, tümlecimiz aslında 22 ülkeden biri de
şimdilik Libya, yüklemimiz de işgal etmek adı altında amacına ulaşmak… Yani
cümle şu:
‘(Amerika kışkırtmasıyla) Avrupa’nın Libya ve insanlarını
koruma bahanesiyle işgal ederek asıl amacına (yeraltı ve yerüstü
zenginliklerine) ulaşacak’
Avrupa yine yapacağını yaptı ve zayıf insanları kullandı.
Nasıl mı? Yıllarca oynadığı işe yarar ve stratejik oyunuyla, tabi ki dayısı
Amerika ile. Amerika zaten dediğim gibi gizli özne, asıl kahraman o yüzden onu
sürekli söylememekte olur. O artık Allah’ın emri, Peygamber’in de kabri hatta.
Önce Kaddafi’nin ülkesine davranışını bir koz tutarak,
Libya’daki sivilleri koruma politikası altında, Kaddafi’ye gözdağı vererek ‘ya
durdur ya da biz müdahale ederiz’ dedi. Oysaki ona neydi? Ne olur mu hiç,
aslında tam da onun ilgi alanıydı. Sonra da Kaddafi’nin bu kesin davranışına
şaşırarak (!), mecburen (!), müdahaleye başladı. Oysaki biz bilmiyor muyduk ki,
Amerika önce başarıyla üstlendiği ‘çırpıcı’ göreviyle Libya’yı kışkırtacak. Bir
iç savaş sağlayacak, sonra tabi ki millet birbirine girecek –zaten amaç
milletin birbirine girmesi ki bunu da yapana dek oradan ayrılmayacak- sonra da
Amerika kendi rolünü ‘iyi niyet’ olarak gösterip, geri çekilecek yani çekilmiş
gibi gözükecek. Daha sonra da meydana yan aktörler ya da piyonlar geçecek.
Avrupa kendini ‘iyi niyet’ olarak tanıtacak, sanki amaç Amerika akabinde rolü
devralan ve aklında fikrinde hiç de ‘petrol’ olmayan, sadece fikir ‘Kaddafi’ye
gününü göstermek’ kadar basit bir senaryoyu bize yutturmak değildi. Nasıl aynı
senaryoyu defalarca oynar, biz de buna defalarca seyirci kalırız ve deriz ki:
‘Kardeş Libya halkı için katkı yapacağız!’ Bu ne demektir ya? Libya’nın kardeş
Libya olması değil ki konumuz. Konumuz bizim de bir gün aynı senaryoya
çekileceğimiz ama şimdilikte piyon görevini üstlendiğimiz bir senaryonun içine
girmemiz. Aynı Amerika zamanında Saddam’ı kullanarak da Irak’a girmemiş miydi?
Saddam bitti, gitti ama onlar gitmedi, niye? Çünkü onlar için oyun tam da o
zaman başlamıştı da ondan. Seyirci de aynı seyirci, tam kadro hazır, nazır
izlemedik mi? Petrol hem Amerika hem de Avrupa için oyunlarında kullanacakları
en gözde dekor çünkü. Bundan sonra onu elde edecekler ki oyunlar daha rağbet
görsün, daha çok seyirci öyle uzaktan izlesin de, bunlar da ‘ekonomi, finans,
politika, sanat’ alanlarında dünyanın sahibi olsunlar! Bak bak bir de ilginç
tesadüfe de bak! 8 yıl önce 19 Mart 2003 tarihinde ABD, Irak’ı işgalini
başlatmıştı, 21 gün süren operasyonun ardından Saddam Hüseyin rejimi
devrilmişti. ‘Interest groups’ bunların topu! Ama harbiden interest ya!
Bugün Libya’ya bomba yağdıran Fransa’nın Başbakanı,
İtalya’nın Başbakanı Kaddafi’nin önünde yerlere kadar eğilmiyorlar mıydı?
Kaddafi’nin oğlu itiraf etti ya işte, Sarkozy’nin seçim kampanyasının
kendilerinin finansa ettiklerini söylediğini unutmamak lazım!
Irak işgalinin de aynı gerekçelerle başladığını ve 1,5
milyon Iraklının öldüğü kanlı bir savaşın içine girilmişti. BM kararı asla hava
saldırılarına müsaade etmez. Batılı ülkeler, bu kararı gerekçe göstererek asla
Libya’ya operasyon yapamaz. Bu BM kararına aykırı bir durum değil midir? Aynı
şekilde Bahreyn, Yemen’deki hakların özgürlükleri yok mu? 40 yıldır nerdeydi bu
insaflı ülkeler!
Kaddafi devrimini gerçekleştirdiği 1969’dan 2000 yılına
kadar geçen 30 yıl içinde anti-emperyalist ve anti-Amerikancı politikalara
karşı ülkenin gelirlerinden 300 milyar dolar para harcamıştır. Bu büyük harcama
karşısında yol alamadığını gören Kaddafi, Afganistan ve Irak işgali ile
Saddam2ın idamı karşılığında bir ‘U’ dönüşü yaparak, eski düşmanlarıyla barışma
yollarına başvurdu. Batılı ülkeler ve Amerika, Kaddafi’nin dönüşünün ideolojik
değil, korkunun eseri olduğunu bildikleri halde uzlaşma yaklaşımlarını
reddetmediler! Ama sonunda onlar ‘bundan sonra işimize yaramaz’ diyerek terk
ederken, Kaddafi’de onlara verdiği rüşvetlerin açıklama tehdidinde bulunuyor.
Kaddafi çekip gitmedikçe, Libya da akan kan durulmayacak ve Libya her an işgal
tehlikesi içinde yaşayacaktır.
Kaddafi: Yanlış ve haksız
Batılılar: Yanlış ve haksız
2 yanlıştan 1 doğru çıkaracak sonuç ise; ‘ABD’nin bölgeyi sömürmesine dayalı
Batılı bir doğru’ olacak!
Acaba oyunun gidişatı şu olmasın:
Kürtleri de kışkırtacaklar. Güneydoğu’yu kışkırtacaklar.
Türkiye orada güvenliği sağlamak için tedbir almaya kalkışınca da Libya’ya
yapılanı yapacaklar. TABİ BUNA TÜRK MİLLETİ İZİN VERİRSE… Ama plan yıllardır
biliniyor. Kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesi ( BOP). Yani Afrika’nın
kuzeyinden taa Hindistan’a kadar uzanan bir kuşakta, devletlerin yapıları
değiştirilecek. Bu plana göre Türkiye’nin güneydoğusu’nda bir Kürdistan
kurulacak. Bu planın Eş başkanı da Tayip Erdoğan’dır. İşte buyurun: Ağustos
2003’teki Washington Post’a Condollezza Rice: ‘ BOP içinde yer alan 22
ülkede rejimler ve sınırlar değiştirilecek.’ diyor. Tayyip de: ‘ BOP,
Diyarbakır’ın bir yıldızı olacaktır. Ben de bu planın Eş başkanıyım.’
İşte bugün o 22 ülkede teker teker yönetimler değişiyor!
İşte Libya’nın Diyarbakır’la ilgisi var mıymış, yok muymuş?

Yorumlar
Yorum Gönder